Yedikule Zindanları’nın Kanlı Kuyu’su: İstanbul’un Sessiz Çığlığı

İstanbul’un en ürkütücü tarihî yapılarından biri olan Yedikule Zindanları, yüzyıllardır karanlık geçmişini sessizlik içinde saklıyor. Fatih ilçesinde surların arasında yer alan bu yapı, ziyaretçilerine yalnızca taş duvarlarını değil, aynı zamanda tarihin gölgelerini de hissettiriyor.

Zindanların en dikkat çeken noktası, halk arasında “Kanlı Kuyu” olarak bilinen bölüm. Rivayetlere göre bu kuyu, bir dönem idam edilenlerin kesik başlarının ve kanlarının atıldığı yerdi. Günümüzde içine bakıldığında bile, ziyaretçiler derin bir ürpertiyle geçmişin izlerini hissediyor.

Osmanlı’nın çalkantılı dönemlerinde birçok devlet adamı Yedikule Zindanları’nda hapsedildi veya hayatını kaybetti. Fatih Sultan Mehmed devrinde Çandarlı Halil Paşa ve Mahmud Paşa, III. Mehmed döneminde İbrahim Paşa, daha sonraki yıllarda ise Deli Hüseyin Paşa ve Halıcızade Mehmed Paşa bu zindanların kaderine tanıklık eden isimlerden oldu. Eflak Prensi Konstantin Brankovano ise burada doğal sebeplerle hayatını kaybeden tek isim olarak tarihe geçti.

Duvarlarda Arap harfleriyle yazılmış yazılar ve denizcilere ait semboller bulunması, buranın sadece bir hapishane değil, geçmişin izlerini barındıran bir hafıza mekânı olduğuna işaret ediyor.

Bugün müze olarak ziyarete açık olan Yedikule Zindanları, ziyaretçilerine hem tarihî bir yolculuk hem de tüyler ürpertici bir deneyim sunuyor. Kanlı Kuyu’nun sessizliği, geçmişin acılarını bugüne kadar taşıyor.

İstanbul’un kalbinde yer alan bu tarihî yapı, hem tarihle yüzleşmek isteyenler hem de farklı bir deneyim arayanlar için en çarpıcı duraklardan biri olmayı sürdürüyor.