Her Şey Zekâ Değil: Özgül Öğrenme Güçlüğü Nedir?

Disleksi, Diskalkuli, Disgrafi… Ne Anlama Geliyor?

Özgül Öğrenme Güçlüğü; öğrenmenin belirli alanlarında yaşanan zorluklarla karakterizedir ve üç temel başlıkta incelenir:

•                     Disleksi: Okuma güçlüğü

•                     Diskalkuli: Matematiksel işlem yapma güçlüğü

•                     Disgrafi: Yazılı anlatım güçlüğü

Bu çocuklar genellikle harfleri karıştırır, yavaş okur, okuduğunu anlamakta zorlanır, çarpım tablosunu öğrenmekte güçlük çeker, ödevlerini tamamlayamaz veya zamanı iyi yönetemezler.

Zekâ Geriliği Değil, Farklı Bir Beyin Yapısı

Toplumda hâlâ çok yaygın bir yanlış inanç var: “Okuyamıyorsa zekâsı düşüktür.”

Oysa Özgül Öğrenme Güçlüğü olan çocukların zekâsı çoğu zaman normalin üzerindedir. Sorun zekâda değil, bilgiyi işleme şeklindedir. Genellikle beynin sol lobu olması gerektiği kadar aktif çalışmazken, sağ lobları oldukça güçlüdür. Ancak eğitim sistemleri bu çocuklardan, herkesle aynı şekilde öğrenmelerini bekler. İşte sorun da tam burada başlar.

Bu Çocuklar Neden Fark Edilmez?

Çünkü bu çocuklar genellikle “dalgın”, “isteksiz”, “sorumsuz” olarak etiketlenir.

Notlarına bakarız ama o notların arkasındaki çabayı, mücadeleyi, hayal kırıklığını göremeyiz. Sık sık başarısız olmanın verdiği duygusal yük, çocuğun benlik algısını zedeler. Zamanla içe kapanma ya da davranış sorunları ortaya çıkabilir.

Ödev Neden Bir Krize Dönüşür?

•                     Ödevin başına oturmakta zorlanır

•                     Dikkatini toplamakta güçlük çeker

•                     Süreci çok uzatır veya sürekli yardım ister

•                     Ödevi yapmadığını gizleyebilir ya da yalan söyleyebilir

Bu davranışlar çoğu zaman “başarısızlıkla başa çıkma” yollarıdır. Kendini ifade edemeyen, çabası fark edilmeyen bir çocuk, zamanla savunma olarak bu davranışları geliştirir.

Tedavi Mümkün mü?

Evet. Özgül Öğrenme Güçlüğü tedavi edilebilir. En etkili yöntem, bireyselleştirilmiş özel eğitim desteğidir. Erken yaşta tanı konulursa, çocukların güçlü yönleri desteklenerek öğrenme kapasiteleri önemli ölçüde artırılabilir. Unutulmamalıdır ki bu bir “engel” değil, bir Öğrenme Farklılığıdır.

Aileler ve Öğretmenler Ne Yapabilir?

•                     Etiketlemek yerine anlamaya çalışmalı

•                     Çocuğun sesini duymaya açık olmalı

•                     Gözlemlerini profesyonellere aktarmalı

•                     Değerlendirme sürecinde aktif rol almalı

•                     Sürecin sadece akademik değil, aynı zamanda psikolojik bir süreç olduğunu unutmamalı

Çocuğun özgüveni, en az okuma-yazma kadar önemlidir.

Bu Çocuklar Dahi de Olabilir

Albert Einstein, Leonardo da Vinci, Agatha Christie…

Hepsi Özgül Öğrenme Güçlüğü yaşamış ama tarih boyunca insanlığa büyük katkılar sunmuş bireylerdir. Bugün bir çocuk okumayı geç öğrendiği için dışlanıyorsa, belki de yarının dâhisini kaybediyoruzdur..