Psikolojinin Yükselişi ve Sahte Uzmanlık Tehlikesi

Son dönemlerde biz psikologları hem sevindiren hem de kaygılandıran bir durumla karşı karşıyayız. Psikoloji bilimine olan ilgi giderek artıyor. Eskiden şehir efsaneleriyle anılan, ön yargılarla yaklaşılan bu alan artık çok daha görünür ve kabul gören bir noktada. İnsanlar terapiye başvurmaktan çekinmiyor, psikolojik destek almak bir tabu olmaktan çıkıyor. Bu olumlu gelişme kuşkusuz ki yıllardır alanda emek veren uzmanların, kurumların ve akademisyenlerin çabasıyla oldu. Psikolojinin bir bilim dalı olarak tanınması, etik ilkelerle çalışan uzmanların yürüttüğü çalışmalarla mümkün hâle geldi. Ancak her toplumsal kazanım gibi, bu gelişmenin de beraberinde bazı riskler doğurduğunu söylemek gerekir.

Ağustos 8, 2025 - 17:03
 0   1.7bin
Psikolojinin Yükselişi ve Sahte Uzmanlık Tehlikesi

Popülerliğin Gölgesinde: Fırsatçılar, Yanıltıcılar ve Etik Dışı Uygulamalar

Psikolojiye olan ilginin artmasıyla birlikte, bu ilgiyi suistimal etmek isteyen kişi ve yapılar da çoğaldı. Ruh sağlığı hizmetleri gibi hassas bir alanda, etik dışı davranışlar hem bireysel hem toplumsal düzeyde ciddi zararlar doğurabilir. Ne yazık ki bazı kişiler hiçbir psikoloji eğitimi almadan, ya da yalnızca yüzeysel bir bilgiye sahip olarak kendilerini sosyal medyada “uzman”, “terapist”, “danışman” gibi unvanlarla tanıtmakta ve halk sağlığını tehdit eden söylemlerde bulunmaktadır.

Bireylerin psikolojik zorluklar yaşadığı, hassasiyetlerinin arttığı bir dönemde bu tür kişi ve kurumlarla karşılaşması, güven ilişkisini zedeler, tedaviye olan inancı kırar. En tehlikelisi ise bireyin ruh sağlığında geri dönüşü zor hasarlar oluşmasıdır.

Güncel Yasal Süreçler ve Gerçek Psikologların Önündeki Engeller

Bugünlerde Sağlık Meslek Mensupları Yönetmeliği kapsamında, “Klinik Psikolog” tanımının ve bu unvana sahip olan kişilerin öneminin resmi belgelerle vurgulanıyor olması oldukça sevindirici bir gelişmedir. Ancak diğer yandan, hâlâ çözülmeyi bekleyen bazı yapısal ve hukuki engeller de bulunmaktadır.

Örneğin uzman klinik psikologların kendi muayenehanelerinde hizmet verebilmesi için engelli tuvaleti gibi özel fiziksel koşulları karşılaması, belli bir metrekare büyüklüğünde yer bulundurması gibi zorlayıcı düzenlemeler söz konusudur. Bu durum etik ilkelere bağlı kalarak mesleğini icra etmeye çalışan birçok uzmanı doğrudan etkilemekte; hatta maliyetler ve prosedürel zorluklar nedeniyle birçok gerçek uzman, kendi ofisini kapatma noktasına gelebilmektedir. İşte bu noktada ciddi bir çelişki ortaya çıkmaktadır.

Gerçek psikologlar yasal yükümlülükleri nedeniyle alanı terk etmek zorunda kalırken, yetkin olmayan bireylerin danışmanlık adı altında ruh sağlığı alanında hizmet vermeye başlaması çok daha kolay hâle gelmektedir. Bu dengesizlik, hem halk sağlığı açısından bir tehdit yaratmakta hem de mesleki etik adına düşündürücüdür.

Bu nedenle ruh sağlığı alanının güçlenebilmesi için yalnızca bireylerin değil, yasa koyucuların ve meslek örgütlerinin de gerekli adımları atması gerekmektedir. Biz uzmanlar, bu alanın ciddiyetine sahip çıkarken; bireylerin de bilinçli tercihler yapması, gerçek ve yetkin psikologlara yönelmesi en temel toplumsal sorumluluklardan biridir.

Sorumluluk Karşılıklıdır: Uzmanlar da Bireyler de Bilinçli Olmalı

Etik ilkelere bağlı, bilimsel eğitimini tamamlamış uzman klinik psikologlar olarak bizlerin en büyük sorumluluğu, mesleğimizi doğru ve şeffaf biçimde icra etmektir. Bunun yanında, bireylerin de bu süreçte sorgulama, araştırma ve haklarını bilme gibi önemli bir sorumluluğu vardır.

Psikolojik destek almak isteyen herkesin, başvurduğu uzmanın:

                      Hangi üniversiteden mezun olduğunu,

                      Psikoloji lisans eğitimi alıp almadığını,

                      Klinik yüksek lisans ya da uzmanlık eğitimine sahip olup olmadığını,

                      Etik ilkelere ve mesleki çerçeveye uygun çalışıp çalışmadığını sorma ve sorgulama hakkı vardır. Bu yalnızca bir hak değil, aynı zamanda bir koruma mekanizmasıdır. Aksi takdirde alan dışı kişiler tarafından yürütülen “terapi” benzeri uygulamalar, bireyin ruh sağlığını doğrudan tehdit eden bir noktaya gelebilir.

Psikoloji Eğitimi: Bilimsel Derinlik Şarttır

Alanında yetkin psikologların sayısının artması için üniversitelerin de sorumluluğu büyüktür. Bilimsel çerçevede hazırlanmış, uygulamaya dayalı ve etik kodlarla şekillendirilmiş lisans ve yüksek lisans programları yaygınlaşmalıdır. Eğitimde nitelik arttıkça, sahada çalışan uzmanların yetkinliği de doğal olarak artacaktır.

Bu noktada, psikoloji eğitimi almamış bireylerin kendilerini psikolog ya da terapist gibi tanıtması; danışanları yanıltmakla kalmaz, gerçek uzmanlara olan güveni de zedeler. Bu noktada kullanılan ifadelerin hassasiyeti de büyük önem taşır. Farklı alanlardan mezun bireyler destek hizmeti verebilir, ancak psikolojik tedavi ve değerlendirme yalnızca bu alanda uzmanlaşmış profesyonellerce yapılmalıdır.

Fiyat Etiketiyle Değil, Yetkinlikle Başlayalım

Psikolojik destek almadan önce yalnızca fiyat kıyaslaması yapmak yeterli değildir. Terapistin deneyimi, eğitim düzeyi, etik yaklaşımları ve çalışma yöntemi hakkında bilgi almak gerekir. Çünkü bir terapinin etkili olup olmayacağını belirleyen şey, yalnızca seans sayısı ya da ücreti değildir. Asıl belirleyici olan, uzmanlık ve güven ilişkisidir.

Yüksek ücret talep eden bazı “uzman görünümlü” kişilerin aslında bu alanda hiçbir yetkinliği olmayabilirken, bazı nitelikli uzmanlar ise bu manipülasyonlar yüzünden hak ettiği değeri bulamamaktadır. Bu çarpıklığın önüne geçmek hepimizin sorumluluğudur.

Ruh sağlığımız kıymetlidir. Dikkatli olmak şart.

Toplumun ruh sağlığı, yalnızca bireylerin değil, toplumun tüm yapısının temelidir. Bu temeli korumak, yalnızca biz uzmanların değil, danışanların, ailelerin, eğitim kurumlarının ve hatta medyanın da sorumluluğudur. Ruh sağlığına dair hizmet alırken, dikkatli olmak, sorgulamak ve etik dışı uygulamaları ifşa etmek bir bilinç meselesidir.

Unutmayalım: Psikoloji bir bilimdir, emek ister, sorumluluk ister ve etik ister. Popülerliği fırsatçılara bırakmadan, bu alanda gerçekten çalışan uzmanların sesi olmak hepimizin görevidir.

 

                                                                       Uzm. Klinik Psk. Ecem Özcan TATLIDİL

Tepkiniz Nedir?

Beğen Beğen 0
Beğenmedim Beğenmedim 0
Sevgi Sevgi 0
Komik Komik 0
Kızgın Kızgın 0
Üzgün Üzgün 0
Vay Canına Vay Canına 0